İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu iki gün evvel HaberTürk TV’ye konuk olmuş, bilhassa gazeteci Nagehan Alçı’ya karşı agresif halleri ve uygunsuz üslubuyla bir çok etraftan reaksiyon çekmişti.
Sonraki gün HaberTürk’e çıkan Esenler Belediye Lideri Mehmet Tevfik Göksu, İmamoğlu’nun Nagehan Alçı’ya patlamasının sebebi olan ‘soru iletme’ konusunda açıkça o denli bir şeyin olmadığını tabir etmişti.
“O YAZIMDAKİ TEZ ADETA İSPATLANDI”
İşte daha evvel ‘Ekrem Bey’in öfke denetim sorunu olduğuna ait yazı yazan ve programda bunun adeta ispatının yaşandığını tabir eden Alçı’nın İmamoğlu tahlili;
Tahammülsüzlük ve öfkenizin farkında mısınız Sayın İmamoğlu?
Yıllardır siyasetçilerle çok sayıda program yaptım. Her görüşten isme sorular sordum. Kolay programlarım da oldu, sıkıntı programlarım da.
Tansiyonu yüksek yayınlarda da bulundum, sakin yayınlarda da.
Fakat Perşembe akşamı Habertürk TV’de İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun konuk olduğu yayın gibisine daha evvel hiç şahit olmamıştım.
Ekrem Beyefendi ile birinci yayınımız da değil. Üçüncü kere canlı yayın için bir ortaya geldik. Daha evvel yaptığımız yayınlarda Habertürk’te reyting rekorları kırmıştık.
Diğer hiçbir televizyon kanalındaki İmamoğlu yayınları bu türlü izlenmiyor. Hatta bizim yayınlarda alınan reytingin yarısına bile yaklaşılamıyor. Kimi kanallarda ya da Youtube platformlarında baştan sona ağırlama programı olan ve hiç izlenmemiş İmamoğlu yayınları da var.
Geçen Perşembe de tekrar çok izlendi fakat birçok beşere nazaran bu sefer İmamoğlu benim üzerimden bir siyasi hesap yaparak bu ortak izlenme oranı yüksekliğini istismar etmek istedi.
Sayın İmamoğlu ile yeterli bir hukukumuz vardır. Bu yeri şimdiye kadar hiç bozmadık.
Ben kendisine daima hürmet duydum ve devlet tarafından haksızlık gördüğünü düşündüğümde güçlü olan tarafın değil Ekrem Bey’in yanında durdum. Üstelik CHP çizgisine uzak bir müellif olmama karşın. O da bu demokrat halimden dolayı bana teşekkür etti. Beni daima dikkatle takip ettiğini söyledi, birtakım yazılarımdan sonra beni aradı.
Lakin evvelki günkü yayında önyargılı, tepkisel ve öfke denetimi olmayan bir İmamoğlu gördüm. Geçtiğimiz günlerde İmamoğlu hakkında yazdığım yazıda da Ekrem Bey’in öfke denetim sorunu olduğunu söylemiştim. Bu program o yazımdaki tezi adeta ispatladı. Öte yandan İmamoğlu o yazıdan da belirli ki rahatsız olmuş.
Ayrıyeten program boyunca beni merkeze ve amaca alarak bence öbür üç gazeteci meslektaşıma da haksızlık yaptı.
Ben siyasetçi değilim. Hasebiyle İmamoğlu ile düello ya da polemik yapacak kişi ben değilim. Hatırlayacaksınız 30 Mayıs 2018 Muharrem İnce yayınından sonra da birebirini yazmıştım. İnce’nin benim üzerimden stratejik atağı karşıt tepmişti. Ekrem Beyefendi için de bence şimdiden karşıt tepti.
CHP içinde benim dindarlar ve Kürtlerin hakları konusundaki odunsuz tavrım nedeniyle benden nefret eden rijid bir kesim vardır. Benim üzerime oynarsanız bu kesiti keyifli edersiniz tahminen lakin bu kısmın desteklediği hiçbir siyasi önder şu güne kadar Türkiye’nin başına geçemedi.
Ekrem Beyefendi yayını izleyince kesinlikle tepkisel, diyaloğa kapalı ve çok öfkeli bir izlenim verdiğini kabul edecektir. Çünkü program çıkışında “Size bilhassa yüklenmek üzere bir maksadım yoktu, o denli anlaşıldıysa üzülürüm” diyerek ayrıldı kanaldan.
Maalesef yayın boyunca hiçbir soruma sakin ve net bir karşılık alamadım. Daha doğrusu sormak istediğim hiçbir şeyi gerçek dürüst soramadım. Üstelik sorularımın kaynağı sorgulandı, karşılık vermek yerine tuhaf bir biçimde beni gaye almayı tercih etti Ekrem Beyefendi.
Mesela Tevfik Göksu kendisine sormam için bana hiçbir soru göndermemişti lakin önyargıyla en baştan benim sorularımı o denli kodladı ve konuşturmadı. Ben bu öfkeli hale karşı sakin ve nazik tavır almaya çalıştım. Bu olmayan Tevfik Göksu soruları da saçma biçimde her yerde haber oldu.
Tekrar söyleyeyim: Tevfik Göksu bana tek bir soru bile göndermedi.
Yalnızca bana değil, programda sevgili Nihal’e de yer yer çok sert çıktı. Sırf İsmail’in sorularını güler yüzle karşıladı ancak İmamoğlu o denli gergindi ki İsmail de yanlışsız dürüst soru soramadı.
Toplumsal medyadaki tantanaya ve dezenformasyonlara kanmayınız sevgili okurlarım. Post-truth devrinin palavra algılarına prestij etmeyiniz…
Lütfen açın Youtube’dan yayını izleyin. Aslında trend görüntülere da girmiş. Toplumsal medyadaki güya programda söylenmiş üzere dolaşan birçok saçmalığın palavra olduğunu göreceksiniz.
Sonuç olarak taraflı tarafsız herkesin uzlaştığı bir mevzu var ki Ekrem İmamoğlu o yayında bana nezaketli davranmadı. Gerçi ben bir bayan olarak sık sık cinsiyetçi nezaketsizlik ve kabalık görmeye Fatih Altaylı’dan da alışığım fakat açıkçası Ekrem Bey’den bu tutumu beklemezdim.
BOĞAZ KÖPRÜSÜ PALAVRASI
Programda ben “Zamanında Boğaz Köprüsü’ne de üniversite topluluğundan çok önemli itirazlar yapılmıştı, CHP ve sol karşı çıkmıştı lakin o köprü yapıldı, itiraz edenler dahil tek bir kimse bugün Boğaz Köprüsü’nü tartışmıyor” deyince “Geçin bu hususları, ben o vakit iki yaşındaydım” karşılığını vermesini çok garipsedim. Bu mantıkla şahitlik etmediğimiz hiçbir olay hakkında konuşmamamız gerekir.
Sonrasında ise toplumsal medyada bu bahsin İmamoğlu taraftarları tarafından büsbütün çarpıtıldığını gördüm. Büyük bir palavra makinesi çalışıyor.
Güya ben “Siz Boğaz Köprüsü yapılırken de karşı çıktınız” demişim Ekrem Beyefendi o vakit yalnızca iki yaşındaymış.
Palavranın bu kadar aleni ve kuyruklusunu görmedim.
Öbür bir bahis ise üstte belirttiğim üzere olmayan Tevfik Göksu bildirisi konu. Muhakkak ki Ekrem İmamoğlu, Tevfik Bey’e çok dolmuş. Lakin öfkesini benden çıkarmaya kalkması olmadı, yakışmadı.
Bana her yayında çok sayıda ileti gelir. Her görüşten, her etraftan iletiler. Dikkate bedel bulduklarımı okurum. CHP’lilerden de çok sayıda ileti alırım.
Lakin işin komiği Ekrem Beyefendi gazetecinin kaynağını sorgulamaya girişip “Tevfik Göksu’nun iletilerini okursanız bu program bitmez” üzere bir cümle kurarken Tevfik Göksu’dan gelen bir bildiri yoktu.
