Ankara’da kısa bir müddet evvel gerçekleşen bir açılış merasimi aslında hususa yakın isimler için son derece dikkate değerdi… Kamuoyu ise “Türkiye, dünyada grafen unsurunu seri üretebilen 10 ülkeden biri olacak” başlığına ilgi duysa da aslında bu unsurun ve hasebiyle kelam konusu tesisin açılışının ne manaya geldiği konusu biraz geri planda kaldı.
O denli ki; kelam konusu husus tek atom kalınlığında, elmastan daha sert ancak esnek, altından bakırdan çok daha iletken, mucizevi bir gereçten bahsediliyordu…
Biz de hem grafeni hem de dünyada bu kadar bir üretim kapasitesine ulaşmanın ne manaya geldiğini biraz daha irdelemek istedik ve süreci Savunma Analisti Hakan Kılıç’la konuştuk.
YEN ÇAĞIN BEĞENİLEN GERECİ
Savunma sanayiinde çok kullanılan bir gereç olduğu için gelişmeleri yakından takip ettiğini bildiğimiz Hakan Kılıç’tan grafeni anlatmasını istediğimizde enteresan bir bilgiyle başlıyor konuşmasına…
“Tarihte, kullanım alanı olarak bu kadar süratli istek gören gereç olmamıştır” diyen Kılıç’a doğal olarak bunun sebebini soruyoruz.
Grafen’in yeni çağın en beğenilen gereci olduğuna dikkat çeken Kılıç, elektronikten mekaniğe, inşaattan sıhhat eserlerine kadar birbirinden farklı alanlarda kullanıldığını, hatta bu kullanım alanlarının giderek arttığını söylüyor.
Hakan Kılıç’a nazaran nasıl ki 1980’lerde bulunan fiber optik teknolojisi yahut günümüzdeki nano teknoloji sanayii ve teknolojide çok şeyi değiştirdiyse grafen de benzeri bir süreç başlatabilir. Evvelce ‘olmaz’ dediğimiz şeyleri bugün fiber optik ve nano teknoloji ile kolaylıkla yaptığımızı hatırlıyor ve grafen konusunda da emsal bir dönüşümün bizi beklediğini anlıyoruz…
YENİ KUŞAK PİLLERDE KRİTİK KIYMETE SAHİP
Teknoloji geliştikçe elektrikli eserleri ve münasebetiyle batarya teknolojilerini daha çok konuşuyoruz. “Grafenin bu alana tesiri olacak mı?” diye soruyoruz Kılıç’a:
EN BÜYÜK SORUN GEREĞİNCE OLMAMASI
Grafen’in matematiksel olarak tanımlandığını ve tesadüfen bulunduğunu anlatan Hakan Kılıç, kelam konusu unsurun hem sivil hem de askeri alanlarda kullanılabildiğini aktardı.
Pekala bu husus ile neler yapılabilir? “Bu materyal ile yapılabilecekler yalnızca hayal gücümüz ve onu tanımamızla mümkündür” diyen Kılıç, bunun da en kıymetli yolunun grafeni üretilmek olduğunun altını çiziyor. Daha net bir sözle; grafen üretebilmenin bilim ve teknoloji alanında yeni yeteneklerin gelişebilmesi için ortam hazırlaması üzerinde duruyor.
ÜRETEMİYORSANIZ ÇEMBERİN DIŞINDA KALIRSINIZ
Buraya kadar grafenin neden değerli olduğunu anlıyoruz… Fakat haberlerdeki bir başka cümleyi de Hakan Kılıç’a soruyoruz. Türkiye’nin bu alanda seri üretim yapabilen sayılı ülkelerden biri olması hakikaten de bu kadar değerli mi?
“Bugün çarçabuk uçak, otomobil yahut elektronik aygıt tasarlayabilirsiniz fakat üretimi kısıtlayan en kıymetli etken gereç yahut gereç biliminin seviyesidir” diyen Kılıç, şöyle devam etti:
“Grafen yahut bir diğer kritik malzemeyi kendiniz üretmiyor iseniz o alanda lakin tüketici ve müsaade verilen dizaynlarla ilgilenen biri olabilirsiniz. Daha ileri gitmenize müsaade vermezler. Bu tip stratejik ve kritik gereçlerin üretim teknikleri batındır. Tedarik yolu ile gereksinimlerimizi karşılayamayız.
Grafen ile üretim teknikleri çağ atlamıştı. Pil, transistör, sensörler, bilgisayar çipleri, güç üretimi, deniz ve havacılık araçları, inşaat teknolojisi de tedarik kolaylaştıkça çağ atlayacak.
Şunun altını bir kere daha çizmek gerek; gereç teknolojisinde kendini geliştiremeyen toplumlar lakin müsaade verilen ölçüde gelişebilir. Grafen de şu anda bilim ve teknoloji dünyasının yeni gözdesi. Bu teknolojinin gelişmesinde en büyük sorun ise gereğince grafen üretilememesi. Uzmanlara nazaran bugün ve gelecekte sonsuz bir pazarı olacak grafenin talebi her vakit üretimden fazla olacak. İşte bu nedenle Türkiye’nin kelam konusu maddeyi yüksek hacimde üretebilmesi son derece kritik.”
STRATEJİK ESERLERDE MALİYET GERİ PLANDA KALIR
Savunma Analisti Hakan Kılıç’tan kelam konusu üretimin maliyetini değerlendirmesini istiyoruz… Kılıç’a nazaran, şayet bir materyalle, öteki materyallerle yapılamayan bir şeyi yapıyorsanız maliyet kıymetsiz.
Üretim teknolojisi geliştikçe maliyetlerin esasen düşeceğini anlatan Kılıç, bir örnek veriyor ve “Cep telefonunuzun pili 1 gün yetmez iken, 5 gün dayanabilecek ise maliyet ne kadar değerli olabilir?” sorusunu yöneltiyor.
Maliyet konusunda dünyanın 5’inci jenerasyon savaş uçakları konusunda izlediği yolu anlatan Kılıç, kelamlarını şöyle tamamladı:
Dolayısı ile grafende de ünite maliyetin bir ehemmiyeti yok. Zira getirisi çok fazla olan mucizevi bir materyal ve tıp dünyası dahil sivil askeri her alanda yeri var…”
